-
1 nağme yapmak
to pretend to be ignorant of -
2 nağme
-e nağme yapmak jemandem etwas vormachen -
3 nağme
"1. melody, air, tune. 2. slang song and dance; lie; drivel. 3. slang whining, complaining. - yapmak slang 1. /a/ to give (someone) a song and dance. 2. to whine, complain." -
4 tune
n. melodi, ezgi, nağme, akort, uyum, ahenk, istasyon ayarı (radyo), makam————————v. akort etmek, uydurmak, ayarlamak, istasyona ayarlamak (radyo), akortlu olmak, uyumlu olmak, yoluna koymak* * *1. ayar (n.) 2. ayarla (v.) 3. kanal ayarı (n.)* * *[tju:n] 1. noun(musical notes put together in a particular (melodic and pleasing) order; a melody: He played a tune on the violin.) melodi, nağme2. verb1) (to adjust (a musical instrument, or its strings etc) to the correct pitch: The orchestra tuned their instruments.) akort yapmak/etmek2) (to adjust a radio so that it receives a particular station: The radio was tuned to a German station.) ayarlamak3) (to adjust (an engine etc) so that it runs well.) ayar yapmak•- tuneful- tunefully
- tunefulness
- tuneless
- tunelessly
- tunelessness
- tuner
- change one's tune
- in tune
- out of tune
- tune in
- tune up
См. также в других словарях:
nağme yapmak — tkz. 1) bildiği bir şeyi bilmez görünmek 2) bahane ileri sürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
nağme — is., Ar. naġme 1) Güzel, uyumlu ses, ezgi, melodi Boyuna Arapçayı andırır bir nağme mırıldanıyor. S. M. Alus 2) müz. Ezgi 3) mec. Birinin yalandan ve nazlanarak söylediği söz Birleşik Sözler ara nağme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller nağme… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ara — is. 1) İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe 2) İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla 3) Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi Öğrenciyle öğretmenin arasının daima iyi … Çağatay Osmanlı Sözlük